-
Yazarlarımız

ARTIK DUR DEMENİN VAKTİ GELDİ!

“Artık dur demenin vakti geldi” başlığı eminim bir çok okuyucu tarafından, Türkiye’de ki olaylar hakkında atıldığını düşünüyordur…

Evet, Türkiye’de ki olaylara ben de herkes gibi “dur” demek istiyorum ve  gerçekten bunu diliyorum fakat bugün ele alacağım konu, biz Belçıka’da ki Müslümanları ilgilendiriyor.

 

Burada, bir kaç aydır türbanlı kızlarımıza saldırılar çoğaldı. Hafife alınacak türden de değil hani. Sizlerle bu konuyu paylaşmak istedim; yaşadığımız ülkede ve etrafımızda neler olup bittiğinden bilgili olalım istedim.

 

Burdan bir ay önce,  Liège bölgesinde, 3 tane genç talebe kızımız dersten sonra çarşıya çıkarken, merkezde hiç bir neden yokken, bir bayan tarafından sözlü saldırıya ve fiziksel tacize uğradılar. Tek suçları ise “türbanlı” olmaktı!

Eğer bu olayı tersten düşünsek, Belçıka’da değil de Türkiye’de veya herhangi bir Müslüman ülkede Avrupalı bir şahsa yapılsaydı acaba neler olurdu? Hakikatten çok merak ediyorum? Ilk önce bizim şu müthiş taraflı medyamız daha yabancı ülkelere fırsat vermeden konuyu ele alırlardı. Hadi sıkıyorsa bu konuyu da ele alsanıza! Ne gezer!

 

İkinci anlatmak istediğim olay ise, Verviers’de bulunan belediyeye ait   bir yüzme havuzunda gerçekleşiyor. Saldırı yine aynı şekilde. Bir Müslüman anne kapalı olduğu için iki Belçıkalı bayan tarafından fiziksel tacize uğruyor hatta daha ileriye giderek, başörtüsü başından çıkarılıyor!

Allah onlardan bin kere razı olsun, duyarlı bir kaç arkadaşımız, hareketlenip olayı üst mercilere duyurdu ve saldırıyı kınadıklarını belirttiler fakat ne yazık ki bir çoğundan alışık tepkiler geldi. Öyle ya “it, iti ısırmaz!”.

 

Üçüncü olay ise, duyduğumda beni hayret içerisinde bırakan cinsten…

Bir okul… Yani çocuklarımızı, gençlerimizi eğitim almaları için yolladığımız okullar. Hatta evlatlarımızı öğretmene teslim edeceğimizde ona “eti senin, kemiği benim” deriz değil mi? Çok güveniriz ya biz Türkler, hani büyüklerimizden öyle gördük.

Gözlerinizi iyi açın okurken, bu olayı bire bir yine Liège bölgesinde öğretmenlik yapan bir kardeşimiz tarafından direk olarak dinledim.

Kendi çalıştığı okulda (orta ve lise) o çok güvendiğimiz bazı öğretmenler, sırf türbanlı oldukları için Sınavları’ndan puan eksiktiliyor kızlarımızdan . Bu kardeşimiz öğretmenler odasındayken şahit oluyor bu duruma. Ve olayın peşine düşüp, müdüre çıktığında hiç kimse ona destek olmuyor!

Ayrıca şunu ifade etmek isterim ki, bütün öğretmenleri aynı torbaya koymuyorum. Mesleğini çok iyi bir şekilde sürdüren binlerce öğretmenin varlığı da beni mutlu ediyor.

 

Şimdi bazı okurlarımız, bu imkansız hayatta olmaz. Burası Belçıka, Avrupa’nın göbeği deyebilir.

Peki, size benim yaşadığım BÜTÜN olayları anlatsam veya yazsam! Ne dersiniz? Türbanlı olduğum için yaşadığım sıkıntıları, mahkeme odalarında verdiğim o mücadeleri…

Inanın anlatsam kitap çıkar ortaya…

Bu olaylar gerçek ve bir gün sizin başınıza da gelebilir…

 

Sayın okurlar, neden sürekli biz Müslümanlar zulme uğradığımızda gözler yumuluyor da başkaları uğradığında ayağa kalkılıyor?

Zira bizler uyuyoruz, zira bizde birlik beraberlik yok!

 

Eğer bir gün din, ırk düşmanı biri tarafından saldırıya uğrarsanız, korkup susmayın. Ben burada yabancı kökenliyim deyip pes etmeyin. Kanunları araştırın. Kalkın savaş başlatın demiyorum. Hak sizden yana ise, kullanın!

Daha eğitimli, bilinçli, zeki ve her alanda aktif toplum olmamız dileğim ile,

 

Saygılarımla,

Arife Beyhan

CHERATTE

17 Ekim 2014

 

Arife BEYHAN

1979 yılında Liège'de doğdu ve 5 kız çocuklu Karamanlı bir ailenin 3’üncü kızıdır. Evli ve iki çocuk annesidir. Fransızca, İngilizce ve flamanca bilmektedir ve bir mağazada satış müdürüdür.

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu