-
Türkiye

Bazı Gazeteciler Erdoğan’ı ‘Cemaat’e Karşı Kışkırtıyor

Ali Bulaç, sonradan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında görünmeye başlayan bazı gazetecilerin, “Devlet içindeki Gladio bunlardır. Uludere’yi bunlar işledi.” gibi söylemlerle Erdoğan’ı cemaate karşı kışkırttığını belirtti.

Mehtap TV’de Düşünce Günlüğü programında bir araya gelen Zaman yazarları Ali Bulaç, Hüseyin Gülerce ve Ahmet Turan Alkan gündemi değerlendirdi. Bulaç programda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bazı gazetecilerle Dolmabahçe’de basına kapalı olarak yaptığı toplantıda dikkatini çeken gözlemler paylaştı.

İşte, o diyalog:

Ali Bulaç: Başbakan toplantıda dedi ki: “Türkiye Cumhuriyeti ilerlemekte büyümekte bulunan bir güç. Ekonomik, siyasi, askeri bakımdan büyüyor. Bunu bir yerde durdurmak, engellemek istiyorlar. Bunu durdurmak isteyenler, küresel güçler; bunların Türkiye Cumhuriyeti’de uzantıları var. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti’yi durdurmak amacıyla bize karşı oparasyonlar Binayor. daha doğrusu yolsuzluk, rüşvet denilen bir hadise yok. Belki Küçük tefek şeyler oluyorsa da bize bildirilse, bize intikal etse, biz bunların hakkından geleceğiz. Bunu Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyeti içerisinde yuvalanmış bir yapı icra ediyor. Bu devlet içindeki paralel yapı dediğimiz olgu bu, biz bunları biliyor, tespit ediyoruz. Bunları tasfiye edeceğiz. Hatta öyle ki bu hadise sadece Türkiye Cumhuriyeti’ye karşı değil. Aynı zamanda aileme ve şahsıma karşı da bir operasyondur.” Bir bakıma ben nefsi müdafa halindeyim demeye getiriyor. Başbakan buna sanki inanmış gibi.

Hüseyin Gülerce: Peki ne hissettiniz? Bu çok hassas bir konu, bürokrasi içerisinde bir grubun üzerine bir etiket koyarak geliyorsunuz. Bunun idari ve hukuki boyutunun çok hassas çizilmesi lazım.

Ali Bulaç: Şimdi eğer bir komplo, operasyon Binalıyorsa, Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyeti’ne karşı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyeti Başbakan’ına karşı, bunu somut olarak ortaya koymak lazım. Yani ne oluyor. Örneğin silahlı bir örgüt kurulmuş. Ve ya askerler arasında bir cunta oluşmuş, darbe hazırlıkları Binalıyor. Veya bir çete var suikastler düzenleyecekler. İşte KCK veya PKK böyle bir örgüt. Bu anlaşılır bir şey. Lakin devlet arasında bir Binadan söz ettiğimiz zaman bu çok soyut mücerret bir kavram. Kimdir, ne Binayor…

Hüseyin Gülerce: Ama konuşmalar, belli yazarların tavrı, çok müşahas bir şeyden bahsediyor.

Ali Bulaç: Zaten ona da gelmemiz lazım. Ben hakkaten çok korktum. Bizim bazı gazeteci arkadaşlarımızdan…

Hüseyin Gülerce: ne amacıyla korktunuz?

Ali Bulaç: Sayın başbakan’ın bu kanaatini pekiştirmek üzere, olmadık argümanlar kullanıyorlar. Hatta sayın başbakan’ı tahrik derecesinde…

Hüseyin Gülerce: Gazeteciler?

Ali Bulaç: Evet Gazeteciler.

Hüseyin Gülerce: Ne diyorlar meselea?

Ali Bulaç: Diyorlar ki geç kaldın… Biran önce hareket etmek lazım… Kesin böyle bir Binalanma var… Siz AK Parti olarak kamuoyuna açıklayamıyorsunuz… Bunu önelemek lazım. Önlemek amacıyla geç kaldığınızda diğer bir boyuta dönüşebilir. Öyle ki devlet içindeki Gladio bunlardır. Uludere’yi bunlar işledi. 34 masum insanı bunlar…

Hüseyin Gülerce: Uludere’yi?

Ali Bulaç: Evet… Hatay’daki tırı onlar ihbar etti… Cam açık olsa, rüzgar esse ve sayın başkbakan nezle olsa, onu Gene cemaatten bilecekler ve öyle gösteriyorlar. Bu da bir insan neticede. Şu anda bir tedirginliği var.

Hüseyin Gülerce: Peki Uludere denilince Başbakan bir tepki vermedi mi?

Ali Bulaç: Tepki verdi. Hakikaten… Dedi ki “O kadar da değil”… “Müsadenizle o kadar da değil…” dedi.

Ahmet Turan Alkan: Başbakan onlardan daha ılıman o noktada.

Ali Bulaç: Daha ılıman ve ben hakikaten çok takdir ettim o noktada. Zaten bu kadar da abartı hakikaten insan hafsalasının kabul edebileceği bir şey değil. Ama arasında akademisyenlerin, köşe yazarlarının olduğu bir takım kişilerin…

Hüseyin Gülerce: Bir şey merak ettim özür dilerim. Şimdi böyle kriz ortamlarında üçüncü şahıslar devreye giriyor. Örneğin yıllardan beri Tayyip Bey ile aynı çizgide olmamış, Lakin şimdi herkesden daha çok o çizgiyi savunan insanlar var. Bu tahrikleri yapanlar öteden beri Tayyip Beyin çizgisi ile birlikte bulunan gazeteciler mi yoksa sonradan yardım verenler mi? İsme gerek yok… Kategorize ettiğiniz zaman…

Ali Bulaç: Kategorize ettiğimiz zaman… Milli Görüş günlerinden beri Tayyip Bey ile birlikte bulunan gazeteci sayısı çok az. Bir iki kişi. Diğerleri sonradan… daha çok onlar tahrik edici sorular soruyor, doktorine ediyor ve sayın başbakan’ı biran önce birşeyler yapmaya teşvik ediyorlardı. Ama isim söylemek doğru değil. Bu beni çok ürküttü.

Ahmet Turan Alkan: Onlar bizden bahsederken açıkça isim veriyorlar ama Ali Bey…

Ali Bulaç: Bu bir gazeteciye yakışmaz, soru sorar, öğrenmeye çalışır gazeteci. Gazeteciyi ben klavyeye benzetiyorum. O açar, derinleştirir…

Hüseyin Gülerce: Ben yanlış anlaşılmasın ama komutanlarla konuşurken şöyle yapsanız, böyle yapsanız diyen Mustafa Balbay’a benzettim, bu arkadaşları… Yanlış anlaşılmasın ama…

Ali Bulaç: Yaşa… Bunu demek istemiyorum ama, aynen öyle. sorunun arasında belirleyici bir aktör gibi hareket ediyor. Kendisi de içindeymiş gibi. Olayların şahididir gazeteci, olayların faili olmaz.

Editör

Aktif Haber Belçika (www.aktif.be) Aktif Media öncülüğünde 2012 yılında, Türkçe ve Türk Kültürüne katkı sağlamak amacıyla Belçika'nın Başkenti Brüksel'de kurulmuştur. Tecrübe yıllarının ardından bugün yayın kuruluşumuz, Belçika'nın yanı sıra Avrupa'da yaşayan milyonlarca vatandaşımıza her ay yayınlarını ulaştırarak, gündemi takip ediyor.

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu