Bilim Adamı Prof. Oktay Sinanoğlu’nu tanımak
Yaptığım okuma akşamlarından birinde dinleyicilere, “Seda Sayan’ı tanıyan var mı?” diye sordum.
Herkes gülmeye başladı; bütün eller havaya kalktı. “Peki, Oktay Sinanoğlu’nu tanıyor musunuz?” Hiç kimsenin, Türk Einstein’ı olarak anılan ünlü bilim adamından, Türkçe savaşçısından haberi yoktu. Atatürk; “Yaşamda en doğru yol gösterici bilimdir.” demişti. Mutluluk ve refah içinde yaşamak, çağdaş uygarlığı geçmek için aklın ve bilimin yolundan gitmek zorundaydık.
Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu uzun yıllar ABD’de çalışmış, kendi deyimiyle “emperyalizmin ciğerini” çok iyi bilen biriydi. O, dünyanın en zengini olan 26 ailenin, 3.5 milyar insandan daha çok kazandığını; ekonomiye ve siyasete hükmettiğini; basını, aydınları, örgütleri ve ülke yöneticilerini satın aldığını, dünya nüfusunu azaltmak için gıdalar üzerinde oynadığını, savaş ve hastalıklar yoluyla insanlığın başına türlü belalar açtığını söylüyor; insanları adaletsizliğe ve sömürüye karşı mücadeleye çağırıyordu. Ülkemizin ve dünyamızın içinde bulunduğu bu karanlık dönemde bilim adamlarının söyledikleri büyük önem taşıyor.
BYE BYE TÜRKÇE
Bye Bye Türkçe, Prof. Oktay Sinanoğlu’nun okuduğum ilk kitabıdır. Yazar, bu kitapta eğitim alanında Türkçenin önemi üzerinde duruyor; bir ülkenin varlığını sürdürebilmesi için dilini korumasının şart olduğunu belirtiyor.
“Türkiye’nin savunması Türkçe’nin savunması ile başlar,” diyen yazar, eğitim dilinin her seviyede Türkçe olması gerektiğini; Türk eğitimin ezberci, kopyacı, kalıpçı yetişen nesiller yerine, düşünen, araştıran, sorgulayan ve bilimi kendilerine rehber edinen nesiller yetiştirmeyi hedeflemesini öneriyor.
Fen, fizik, kimya, matematik gibi derslerin İngilizce veriliyor olmasının Türk biliminin gelişmesine engel olduğunu, bu derslerin en iyi Türkçe dilinde öğretilebileceğini ve ancak bu şekilde bilim alanında söz sahibi olabilecek insanlar yetişeceğini düşünüyor. Yazar, bilim dilinin matematik olduğunu ve bu derse çok önem verilmesini belirttikten sonra, Türkçenin matematiksel yapısından dolayı en iyi bilim dili olduğunu ifade ediyor.
“Bilim dili İngilizce’dir, bu nedenle eğitim dili de İngilizce olmalıdır,” diyenlerin büyük bir yanılgı içinde olduklarını belirten yazar, yabancı dil eğitimi yerine yabancı dille eğitimin bir ülkeye, bir ulusa yapılabilecek en büyük kötülük ve ihanet olduğunu haykırıyor.
Prof. Oktay Sinanoğlu, meslek dallarının gereksinimine göre yabancı dil öğretilebileceğini ve üniversitelerde (evrenkent) yabancı dil öğretimi için kurulan hazırlık sınıflarının gereksiz bir zaman kaybı olduğunu; onun yerine hazırlık yılında her öğrencinin, seçeceği meslek ne olursa olsun, matematik, bilgisayar kullanım ve yazılımını öğrenmesinin önemine dikkat çekiyor.
Üniversitelerimizde bilimin her alanında çalışmalar yapılmasını, vatanını ve ulusunu seven, tarihini, kültürünü ve Türkçeyi çok iyi bilen nesiller yetiştirilmesini isteyen Sinanoğlu, her seviyedeki öğretimde gençlerimize hem Batı, hem Türk ve Asya kültür, tarih ve felsefeleri öğretilmesi gerektiğine vurgu yapıyor.
GÖÇMEN HAMAMI
Oktay Sinanoğlu’nun bu kitabından sonra onun birbirinden değerli diğer kitaplarını da okudum. Yazarın, Göçmen Hamamı kitabının arka kapağında yer alan yazısı günümüz dünyasına ışık tutuyor:
“İnsanlık karanlık çağlara doğru hızla götürülüyor. Sınırlar kalkıyor, ulus devletler yok ediliyor, yüzlerce etnik küçük bölünmeler yaşanıyor. Bilim ve teknoloji hiç olmadığı kadar küresel sermayenin elinde. Birkaç küresel şirket enerji kaynakları yanında gıda ve su kaynaklarına da hâkim olmaya başladı. Dünya nüfusu etnik ve mezhep bölünmeleriyle birbirine kırdırılıyor. Diğer yandan da sağlıkla ilgili ilaçlar, aşılar ve serumlarla, gen araştırmalarıyla insanlık büyük bir tehdit altında. Dünya nüfusunun azaltılması, tek bir dünya hâkimiyeti, tek bir dil (köle dili) ve tek bir sahte dinî düzen kurulmak isteniyor. Basın-yayın tekeli insanların gerçekleri görmesini engelliyor. Etrafımızı saran yalan perdelerini nasıl yırtıp gerçekleri görebiliriz? Mutlaka dünyada karanlık çağlara doğru gidişle mücadele edenler var ve her zaman olacaktır. Önümüzdeki yıllarda koltuğunuzda rahatça oturup keyfinizin bozulmamasını sakın beklemeyin. Çünkü insanlığın geleceği tehlikede.”
YAŞAMÖYKÜSÜ
Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu 1935 yılında doğdu. 1953 yılında Ankara’da TED’in Yenişehir Lisesi’ni birincilikle bitirdi. Okulun bursuyla kimya mühendisliğini okumak için ABD’ye gitti. 1956’da Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley Kimya Mühendisliğini birincilikle bitirdi. 1962 yılında 26 yaşında modern üniversite tarihinin ve Yale Üniversitesi tarihinin en genç profesörü oldu.
1976’da Japonya’ya Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Kendisi Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temelini atmıştır. Amerikan Bilim ve Sanat Akademisi’nin ilk ve tek Türk üyesi olmuş, iki kez Nobel ödülüne aday gösterilmiştir. Sinanoğlu, ünlü sanatçı Esin Afşar Aral’ın ağabeyidir. Onu 19 Nisan 2015’te yitirdik. Işıklar içinde uyusun.
Sinanoğlu, dünyaca tanınmış bir bilim adamı, çok değerli bir Türkçe savaşçısı ve büyük bir yurtseverdir. Tüm yurttaşlarımızı onun kitaplarını okumayı öneriyorum.
KİTAPLARI:
- Göçmen Hamamı,• 2050’ye 5 Kala,• İlerisi İçin,• Türkçe Giderse Türkiye Gider
- Bye Bye Türkçe – Bir NevYork Rüyası,• Büyük Uyanış, • Hedef Türkiye)
- Ne Yapmalı, Yeniden Diriliş ve Kurtuluş İçin,• Batı’nın Batışı ve Dünyada Yeni Ufuklar
- Dayatmalar Kâbusu, / Yeni Bilim Ufukları I,• Yeni Bilim Ufukları 2 (Yeni Bir Matematik Kuramı ve Onunla Bazı Fizik Kimya İlkelerinin Bulunması)
- Yeni Bilim Ufukları 3 (Hayatın Örgüsü Elli Yıllık Biyolojinin Temellerini Sarsan Sorular)
- Açıklamalı Fizik, Kimya, Matematik Ana Terimleri Sözlüğü
Hakkında yazılan kitaplar:
- Oktay Sinanoğlu, Türk Aynştaynı
- Oktay Sinanoğlu, Bir Türk Dehası
Bahattin GEMİCİ