Binali Yıldırım: Hepsine Verilecek Cevabım Var
Yıldırım, kendisinin de içerisinde yer aldığı Sabah-ATV satışı ile ilgili havuz oluşturulduğu iddiaları ile ilgili bir soru üzerine “Her şeyin cevabı vardır. Ana muhalefet genel başkanı ‘Arkası yarın’ diyerek başladı. Bekleyelim de kim ne söyleyecekse, her şeyi söylesin. Toptan cevaplayacağım” dedi.
AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, İzmir’den canlı yayınla katılarak soruları yanıtladı. Yıldırım, seçim kampanyasına 6 Ocak’ta Selçuk’tan başladığını, Tire, Ödemiş, Beydağ, Bayındır, Kemalpaşa, Bergama, Dikili, Kınık, Foça, Menemen, Karaburun, Urla, Çeşme’ye, Bayraklı’ya gittiğini anlatarak, CHP’li yerel yönetimleri şu sözlerle eleştirdi:
“İzmir’in dış ilçelerinde tarım ve kırsal yaşam ağırlıklı. Körfezi çevreleyen 6 ilçe İzmir’in yüzde 60’ını oluşturuyor. Buranın sorunları farklı. Kırsaldaki ilçelerin sorunları biraz farklıdır. Ama ortak sorunlar da var; Altyapı yetersizliği. Yollar, kanalizasyon sorunu bulunan yerler var. Trafik ve otopark yetersizliği her yerde mevcut. Toplu ulaşımda bu durum kaosa dönüşüyor. İmarsız Binalaşma, şehir tezatlarla birlikte yaşıyor. Şehrin en gelişmiş yerlerinde Tenekeli Mahallesi var. Suriyeli göçmenlerin yaşadığı yerlerden daha Fenadür. Şehirlerin gelişmişliği, zenginliği gece ışıklandırması ile doğrudan orantılıdır. Parlak şehir, gelişmiş şehirdir. Tokyo, Paris, Londra örneği var. İzmir’in son 15 yıldır yerel kalkınmada geri kalmasını bu gözlem doğruluyor. Şikayet çok. Belediye hizmetlerinden Hiç kimse memnun değil. Belediyeye ulaşamıyoruz. Belediye ile sorunlarımız çözülmüyor. Muhatap bulamıyoruz. Bir yere otobüs hattı konacak, bir altüst geçit sorunu var, bunlara tedbir alınması gibi yerel yönetimlerin çözmesi gereken birçok konunu bir aymazlık, umursamazlık içerisinde yerel yönetimler tarafından yerine getirilmiyor. ‘İzmir geri gidiyor’ algısı burada gerçeğe dönüşmüş. Gerçekten geriye gitme her yönüyle ortaya çıkıyor.”
“BOŞ SÖYLEMLER”
Yıldırım, seçim kampanyasının özünü proje ve hizmetlerin oluşturduğunu, söylemlerinde ideolojik yön bulunmadığını anlatırken şöyle söyledi:
“CHP zihniyeti, ülkenin milli değerlerini Politika aracı olarak kullandı. ‘İzmir cumhuriyetin kalesi’, ‘yaşam tarzının teminatı’ gibi soyut, kentin gelişmesine katkı sağlamayan, içi boş söylemlerle bu şehri bu hale getirdiler. Bu söylemler doğru ama arkasında hizmet olmalı. Kimsenin yaşam tarzı, kılık-kıyafetle işi şok. Hele bizim hiç yok. 28 Şubat’ın getirdiği tahribatları ortadan kaldırmak amacıyla mücadele ediyoruz. Sanal bir tehdit oluşturup, etrafında insanları toplayarak iktidarlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. İnsanlar, ‘Bunlar karın doyurmuyor. sağlık, yerel hizmetlerde, ulaşımda, şehir parkları oluşturma, gençlere iş, aş sağlayacak alanda iyileşme yok’ diyor. Bizim amacıyla Politika; hizmet demektir.”
Binali Yıldırım, İzmir’de hizmet, projelerin yerine yolsuzluk iddialarının konuşulduğunu, karşılarındaki adayların Devamlı genel, günlük siyasete çekmeye çalıştığını, kendilerinin herkesle her şeyi konuştuklarını ancak, öncelikle İzmir’de yerel iktidarın ne Binap- yapamadıklarının anlatılmasını istedi. Yıldırım, “İzmir’e ne vadediyorsunuz önce bunu bir söyleyin. Karnenize bakalım. İzmirliler’in size yetki vermesi amacıyla ikna etmelisiniz” dedi.
Binali Yıldırım, sunucunun “Sizinle ilgili ihaleler Binalıyor, bu ihalelerde filanca işadamı grubundan komisyonu alınıyor iddiası var. Bir medya grubunun satışı sırasında bir havuz oluşturulduğu ve sizin kontrolünüzde 630 milyonluk bir para aktarımı iddiası var?” sözleri üzerine şu yanıtı verdi;
“CHP önderi ‘Arkası yarın’ diyerek başladı. Bekleyelim kim ne söyleyecekse, her şeyi söylesin. Bizim hepsine verilecek cevaplarımız var. Toptan cevaplayacağım. Ortada bana ulaşmış, erişmiş bir suçlama yok. Bu suçlamanın nereden, kim tarafından Binaldığı belli değil. Muhalefet önderi elinde fezleke yaparak suçlama Binayor, CHP önderi savcılık mı yapmaya karar verdi? Öyle bir fezleke varsa önce bana gelmesi lazım. O da savcılardan gelecek. Böyle bir şey yok. ‘Bu fezleke kimin?’ diyor, ‘Bakanın’ diyor. Bize de göndersin de bir zahmet biz de bilgilenelim. Bazı savcılar direkt oraya gönderiyor, mahkemenin adresini şaşırıyor. Bilgiler oraya gidiyor. İşler birbirine karıştı. Siyasetle hukuk iç içe girdi. Yargı bağımsız, aynı zamanda da tarafsız olsun. Türkiye’nin sorunu bu. Yargıya Güven dibe vurduysa burada Binalacak önemli iş olduğu ortaya çıkıyor. Söylenenlerin benimle alakası yok. İki kişi aralarında konuşuyor. O bunu dedi bu bunu dedi. Dedikoduyla amel edilir mi? Ben toptan cevap vereceğim. Cevabını veremeyeceğim hiç işim yok. 11 yıldır alnım ak başım dik. Türkiye’nin en büyük bütçesini kullandım, ihale yaptım. Bir çoğunu bilmem. 3-5 sembol projesini bilirim. Hepsinin sorumluluğu bende. Bizim işimiz gücüz var. İzmir kazan biz kepçe. Bunlara laf yetiştirmekle zamanımızı dolduramayız. Vatandaş bunlardan illallah demiş.”
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Yıldırım, İzmir’e 6 Ocak’ta gelmesinin Derhal arkasından liman işletmelerine yönelik operasyon Binaldığını, zor duruma düşürülmek istendiğini, o işte de bir şey olmadığının ortaya çıktığını söyledi. Yıldırım, “Zamanlamasına manidar’ dedik. İşin sonuna baktık onda da bir şey yok. Herkes seferber oldu oradan buradan sağa sola yanlış bilgiler yollanıyor. Beni karalamak amacıyla. Ben buradayım. İzmirlilere hizmet amacıyla buradayız. Kötü söz sahibine aittir. Kılıçdaroğlu’nun laflarının artık ağırlığı, kıymeti yok. Kılıçdaroğlu önce geçmişine baksın. Görev yaptığı yıllarda yaptığı usulsüzlüklerin hesabını versin” diye söyledi.
“KOCAOĞLU-KILIÇDAROĞLU GÜÇ BİRLİĞİ YAPTI”
Binayi Yıldırım, ihale dağıtıldığı, komisyon alındığı iddialarını yalanlarken, hukuki niteliği olmayan iddia sahibinin iddialarını kanıtlaması gerektiğini ifade ederken, “Telaşları seçim zamanı bizimle ilgili insanların kafasında olumsuz yargı oluşturabilmek. Aziz Kocaoğlu bunu Binayordu, nefesi yetmedi. Kılıçdaroğlu’na havale etti. Üst lige çıktık. Genel başkanları seçim kampanyasını yürütüyor. Güç birliği yaptı. Hepsi birlikte gelsin. Bizim amacıyla fark etmez” dedi. Binali Yıldırım, hakkındaki tapelere ilişkin,şunları söyledi:
“Tünel ihalesi de yok. Olmayan iş üzerinden iddia olur mu? Gazete haberleri ile AK Parti’yi kapatma davası açıldı. Gazete haberleri delilse, orada burada yanlış haberler. Bir adamı mahkum etmek amacıyla ver 3-5 kuruş istediğin haberi yazdır ver adliyeye. ‘Ağabey ver lehinde yazayım, ver aleyhinde yazmayım.’ Böyle üçkağıtçılar çıkıyor. 11 yıl Türkiye’nin en büyük bütçesini kullanan bakanlığın başındaydım. Bu kadar iş yapan adam hakkında bunların konuşulması çok normal. Bunların bile gerçekle alakası yok. İş Binayoruz, konuşuyorlar. 2 kişi benim hakkımda konuşuyorsa ben ne yapayım? İş adamıysa bana ne! Mühim bulunan benim ne yaptığım. Herkes söyleyeceğini söylesin. Sonra ben sazı elime alır her şeyi tıkır tıkır söylerim.”
“ARKASINDA DURAN NAMERTTİR”
Binali Yıldırım, 17 Aralık operasyonunu değerlendirirken “Yolsuzluğun arkasında duran namerttir” dedi. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunun bir bölüm yolsuzluk, diğer bölümü hükümeti düşürmek amacıyla Binalan tertip olarak algıladı. İşin aslının, boyutunun yolsuzlukla sınırlı olmadığı ortaya çıktı. Yaşananlar bunu gösterdi. Yolsuzluğun arkasında kimse duramaz. Muhalefet partilerinin Türkiye’nin meselelerine yönelik projesini duydunuz mu? Tek konu; bu hükümet yolsuzluk Binayor. Yolsuzluğun olduğu yerde 23 bin kilometre yol olur mu? Faizler yüzde 70’lerden yüzde 5’lere iner mi? IMF borcu, devletin memurlarına taktığı paralar ödenir mi? Öğretmen sayısı 3 kat, Okul sayısı 2 kat artar mı? Soyut yolsuzluk iddiası Tüm ülkelerde vardır. Muhalefette olanların sarıldıkları alan yolsuzluk iddiasıdır. Bakanların çocukları var. Bunların arkasında duran namerttir. Benim kendi çocuklarım da var. Bacanağı işin içine dahil ettiler. Babam olsa gözünün yaşına bakmam dedim. Biz bu görevlerde milleti temsil ediyoruz. Böyle bir ihaneti milletimize yapma hakkımız yok. Ama madalyonun öbür yüzü farklı. Devlet arasında kayıtdışı bir yapı oluşmuş. Bu yapı, öyle bir noktaya gelmiş ki ben neymişim ben ‘Bları al aşağı’ yaparım diyor. 2 operasyon girişimde bu ülkenin başbakanı örgüt önderi bakanı örgüt lider Muavinsı.”
Yıldırım, seçildiği taktirde belediyedeki çalışanların işsiz kalmayacağını, İzmirililer’in artık La Fontene masalı dinlemekten usandığını kaydederek, “Biz çalışanlarla uğraşmayız. Biz projelerle uğraşırız. Aksine daha çok insana ihtiyacımız var. Çalışmayan varsa şehir adına tek tük olabilir. Bu kasıtlı yayılan bir haberdir. Çalışanlar biz teminatımız altında olacak” dedi.