Avrupa’da yaşanan hadiseler (Felaketler) her zaman mazlumların adıyla yankılanmıştır.
Charlie Hebdo olayı ile patlayan İslamofobi, gün geçtikçe bu felaketlerden güç alarak hızlanmayı sürdürmüştür. Bu durum, Paris olaylarının ardından henüz patlamalar yaşanmıyorken bile şiddetli şekilde Brüksel’de hissediliyordu. Bugün IŞİD adını kullanan ve İslam’ın temsilcisi olarak kendilerini dünyaya tanıtanlar yüzünden Avrupa’da ve genel olarak baktığımızda Dünya’nın birçok ülkesinde Müslüman olmak; Müslümanlığı yaşamak oldukça zorlaştı. Belçika’da patlayan bombaların ardından ise, zorlaştırılmış bir sisteme alışmaya çalışan Müslüman topluluğu daha da zor bir sisteme giriş yapmış oldu. Zaventem Havalimanında patlayan bombaların ardından “Müslümanları istemiyoruz, havalimanında çalıştırılmasın” sloganları da bu etkinin seviyesini gösterebilmekte.
Bugüne kadar dernekçiliği, STK-Cılığı, kendilerine gelir kapısı edinen bazı gösterişli takım elbiseli kişi/kişiler tarafından bir adım ileriye gidilemedi. Bu süreçte Müslüman topluluğuna karşı çalışmalar hız kazanarak Avrupa’nın neredeyse tamamına yayılıp, kurumsallaştı. PEGİDA gibi örgütlenmeler ise Cami duvarlarına asılan Domuzlar ile anılmaya devam edecek. Camilerimize asılan domuz kafaları ile yetinmeyenler, camileri kundaklayarak maddi ve manevi zararlar vermekte. Bu durum karşısında, meşaleyi bir adım ileriye taşıyabilecek çalışmaların yapılması gerekmekte. Cebinin derdine düşecekleri bu işlerden uzak tutarak belki ilk adım adılmış sayılabilir.
Aksi halde Avrupa’da Müslümanların huzurunu bozacak girişimler artabilir.
Suat BEZENG/Brüksel
23.03.2016
