DÜRÜST OLMAK, DÜRÜST YAŞAMAK!(Altın Kalem Yazıyor)
Başlıkta belirttiğim konulardan bahsederken güzel şeyler söylemeyi o kadar çok isterdim ki ne yazık ki menfaatlerimiz bu dürüstlük kavramından oldukça bizleri uzaklaştırmış durumda. Ne yazık ki bu zamanlarda yapılan hiçbir iş dürüstlük ile yapılmıyor. Önemli olan ise tabi ki maddi durumların olabildiğince tatmin olmasıdır.
Yapılan her işte ister ufak tefek işler diyelim isterseniz de büyük kocamaaan işlerden bahsedelim, ama bu konuda fazla bir ilerleme kaydetmeden eminim hemen en başa deneceğiz çünkü menfaate çalışmadıktan sonra hiç ilerleme kaydedemeyeceğiz.
Bizler insanlığımızı hatırlayıp silkelenmedikçe de böyle olacaktır. Çocuklarımıza hiçte iyi bir örnek olmadıktan sonra bu dünyada çokta yaşamaya gerek yoktur aslında. Öldükten sonra birkaç saatlik tutulan yaslardan sonra insanın arkadasın da bıraktığı bir iki hoş görüyü de kendisine az da olsa iyilik yapması için düşünmeli ve göz önünde bulundurmalı.
Görüyoruz, Türklerin Avrupa’da soyundan bir parça olsun diye bıraktığı gencecik fakat baktığımızda acınacak durumda olan ana kuzularını, kimler dur dedi ya da dur demek için mücadele etti. Neden sustuk! Kimler bizi susturdu! Falanca kişinin oğlu sırada uyuşturucu madde kullanırken sen nasıl sustun! Falanca kişinin kızı şurada neler yaptı sen neden sustun! Ne zaman konuşacaksın ey Âdemoğlu? Dürüstlük çok zor bir mertebedir tabi az ’da olsa bunu bilmeli ve kendine yakışanı yapmalı.
İki kuruşa muhtaçlara el uzatan bir milletken, şimdi birbirimizi o duruma düşürmek için adeta yarışlara girdik. Herkeste bir mal mülk sevdasıdır almış başını gidiyor. Ey insan görünen fakat insanlıktan zerre kadar nasibini almamış mahlûkat. Yazık sana yazık seni doğurup emzirene! Yazık sana seni sevenlere. Ne zaman düzelteceksin kendini? Öldükten sonramı? Öldükten sonra her şey için çok geç olacak ve sen bu dünyada kaybedenlerden olacaksın. Allah CC. bizleri bu duruma düşürmesin bu duruma düşenlere biran önce doğru yolu göstersin inşallah.