-
Yazarlarımız

ERMENİ DİYASPORASİ SOYKIRIM KONUSUNDA İSTEDİĞİNİ ALDI MI?

Bu konuda kesin bir yasa çıkmadığı gibi, ilk kez Belçika’da bazı partilerde, bu konunun bağımsız muhakemelerde ele alınması gündeme bile gelip dinlendirildi. Bu asla ve kenna kendiliğinden olamadığına şüphe yok. Diasporanın Avrupa’daki gücü de ortada iken. Burada gerek Türk lobisi, gerekse Türk asıllı politikacıların inanılmaz mücadelesi olduğuna eminim. Türk politikacılar, bulundukları mevki ölçüsünde kapalı kapılar ardında büyük uğraşlar verdi ki Atalarının soykırımcı ilan edilememesi ve bu iftiranın gereç olmadığını kanıtlamak için. Sevgili dostlar; bir kere bunun idrakine varmak gerek eleştirir iken bezeden insaf sınırlarını aştığımızı Türk asıllı politikacılarımızın bizim yaşamımızdaki ve bu ülkeye entegre olmamamız daki katkılarını asla unutmamak gerek. Bizler artık gerek Belçika’da, gerekse Avrupa’nın diğer ülkelerinde asli unsurlarız.

Bu ülkenin bir gerçeği ve ferdiyiz. Bulunduğumuz ülkeye entegre olmamaktan başka şansımız yok. Ama özümüzü kayıp etmeden, inancımızı kültürümüzü, kayıp etmeden kısacası asimile olmadan uyum sağlamak gerek. Artık bizler Belçikalıyız öz vatanımıza sadece tatilde giderken bu Ülkede 11 ay yaşıyoruz, burada bir kiriz olunca biz etkileniyoruz, refah olancada gene biz mutlu oluyoruz. Lakin biz toplum olarak politikaya bakışı açımız çok dar ve kişisel.

Buda bizim ciddî sorunumuz. Bize göre iyi bir politikacı , oğlumuzu , kızımızı işe sokan işimiz düştüğünde işimizi halleden ve hatta bazen de mucizeler beklediğimiz adamdır!!
Oy verir iken bile hatır gönül, eş akraba gözetiyoruz, asla bu kişi neler yapmış topluma, vatandaşa ne vermiş, hangi çalışmalarda bulunmuş bakmayız bile. Hadiste de peygamber sav buyuruyor ki “işi ehline verin ” diye. Biz işi ehline vermeyi Osmanlının son döneminde bıraktık. ” Kan ile alınan toprak kan ile verilir, SATILAMAZ ” diyen 2. Abdülhamid tahtan indirildiği gün biz uyanmadık. Tuna boylarından atalarımızın izi silinir iken biz uyanmadık. ” Ceddin deden hep kahraman Türk milleti” marşı ille 3 kıtayı titreten koca imparatorluktan , ” burası muştur, yolu yokuştur giden gelmiyor acep ne iştir” ağıtını şehirlerine yakan bir millete dönüşürdük uyanmadık.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez ayrı bir parti farklı atılımlar ile iktidara geldi ve o partini ileri sırf bu yüzden darağacına sürülürken uyanmadık. Yine cumhuriyet tarihinde, ilk kez müthiş bir yetişmiş kadro oluşmuştu 70 yılların sonunda, sağcı, solcu diye bir birilerine kırdırılıp, sonra da bu bahane ile darbe yapıp, yaşı tutamayan gençleri bile aşıp bu kadro yok edildi uyanmadık. Hatta darbecileri alkışladık bile, onunla yetinmeyip cumhurbaşkanı bile yaptık cuntacıları. Sırf inançlarından dolayı üniversitelere başörtülü kızlarımız sokulmadı, yabancı ülkelerde eğitime zorlandı uyanmadık. Biz hep aynı dertteydik benim oğlum, benim kızım hâlbuki yakında ben bile kalmayacak farkında bile değiliz.

Başka ülkelere imrendik, hep ortadaki politikacıların dürüstlüğünden dem vurduk. Hiç kendimizi eleştirmedik. Toplun gücünü farkına varamadık. Hep korkular yerleştirilmişti beynimizin bir köşesine, hep bizim dış düşmanlarımız yapıyordu bunları o yüzden bir türlü refaha eremiyorduk. Hâlbuki düşmansız hiçbir ülkenin olamadığını farkına varmadık. 600 yıl cihan imparatorluğunu ayakta tutan güçlü iman ve dürüst temiz inancımız öcü gibi gösterildi hep, bazı sahte inanç sömürücüleri de bunların ekmeğine yağ sürdü ve sürmeye devam ediyor.

İş ehline verilmeli ki ne zaman ki bu kural yıkıldı o gün koca imparatorluk tarumar oldu. Bizler artık bazı şeyleri aşamalıyız dostalar, birilerini yaptığı gibi az ama işinin ehli yüksek mevkide politikacılar çıkarmalıyız. Oylarımızı bölüp parçalamadan, eş akraba hatır değil hizmet veren kişiye oy vermeliyiz. Çok ama hep alt düzeyde politikacı çıkarmak inanın ne bize nede bu Ülkeye yarar sağlar kısır bir döngü oluşturur o kadar! Politika konusu çok derin inşallah ileride Osmanlıdan başlayıp günümüze bilinmeyen yönleri ile bu konuyu ele alacağım dizi şeklide.
Hepiniz Allaha emanet olun

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu