Belçika gündemi her zaman olduğu gibi naçiz konulardan biriyle çalkalanıyor.
Nam-ı Türkiye’ye kadar konuşulan açıklamanın sahibi sosyal medya hesabından kendini anlatmaya çalışıyor (Her ne kadar anlayan olmazsada )Her zaman olduğu gibi filmi izlemiyor sadece adıyla yorumluyoruz. Evet oyunu kullananların tespitinin imkansız olduğunu görürsek eğer aslında bu konunun gündeme getirilmiş olması Belçika’da yapılacak işlerin kalmadığı açıkça bizlere gösteriyor.
Yine geçtiğimiz günlerde Belçika’nın aldığı karar neredeyse tüm Dünya’da etkisini göstermiş idi ancak nedense dünyanın merakla takip ettiği bir konuyu Türk kamuoyu görmezden geldi?
Çünkü nedenleri var.
Kendi elleriyle Belçika Parlamentosuna yolladıkları Türk kökenli 4 tane milletvekilimiz Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik müzakerelerinin ve Türkiye’ye ayrılan yıllık bütçenin sonlandırılmasına yönelik yasa tasarısında ‘kabul’ oyu kullandı. Bu durumun vahameti nedense Türk toplumunun gündemine getirilmedi. Bu durumun geçtiğimiz günlerde Belçika’da doğanları sınır dışı edebilmelerinin önünü açan tasarıyla bir bağlantısı olabileceği de görmemiz gereken konulardan biri olması gerekiyor. Türkiye gündemini takip edip yaşadığı ülkenin gerçek sorunlarını göz ardı ediyoruz.
Belçika’da Müslüman topluluğunu köşeye sıkıştırmak için adeta seferberlik ilen edilmiş durumda. Yeni kanunlar ardı ardına yürürlüğe koyulurken, geleceğe karşı tereddütler artıyor. Ve bu tereddütleri bizler görmek istemiyoruz. “Kovsalar da gitsek” psikolojisiyle neredeyse hiç umursamadığımız bu sorunlarla bizler belki gerçek anlamda mücadele vermeyeceğiz ancak gelecek nesilin bu sorunlarla uğraşmaktan kafasını kaldıramayacağını da söylemeliyiz.
Çünkü bizler gelecek nesile güzel bir hayat bırakamamış olacağız. Aslında biz onlara yaşaması zorlaştırılmış bir Avrupa ülkesini miras bırakmış olacağız.
Başlıkta bahsettiğimiz konuya tekrar değinmek gerekirse, Sosyal Medya hesabından yaptığı açıklamanın sonrasında ödeyeceği 50 Euro’nun oyu satın almak için değil, gönlünden koptuğu ve köylülerine destek olmak için verdiğini ifade ediyor. Gündemimizde olması gerekmeyen bir konu olduğunun tekrar altını çizmek istiyorum. Çok daha büyük sorunlarımız var. Bizleri kovmaya çalışırken Türkiye düşmanlarına vatandaşlık vermek için birbirleriyle yarışan Avrupa ülkeleri karşısında güçlü durmalıyız.
Birbirimizi eleştirebilecek rahatlıkta olmadığımızı bilmemiz gerekiyor. Türkiye karşıtı propaganda yapanların devlet yardımı aldığı bir ülkede olduğumuzu, bizleri kovarken onlara vatandaşlık dağıtıldığını unutmayalım. Belçika, yıllardır terör örgütlerinin yuvası haline gelmişse eğer bunda bizlerinde suçu olduğunu da ifade etmek isterim bunca tasarı meclisten geçip onaylanırken bizler birbirimizi yiyoruz sonrasında ise “Nerde bu Türk siyasetçiler” diyerek sitem ediyoruz.
Şimdi soruyorum ben sizlere;
Türk siyasetçilerin hangi birisi yok diyebilmiş bu ve benzer tasarılara, sorgulamak gerekmez mi?
Parlamentoya katılmamak bu işi çözmüş mü oluyor?
Peki ya kabul edenler? Onlar suçlu mu yoksa değiller mi?
Ha, birde onları o parlamentoya gönderen bizler bu durumda ne kadar suçluyuz ?
Bunuda sorgulamak gerekiyor..
50 Euro’nun kimden nereye gideceğinden daha önemli olduğu aşina öyle değil mi?.
Saygılarımla
Suat BEZENG/22/02/2017
