MUĞLA’nın Marmaris İlçesi’nde, uğrayan yıl 1 Haziran’daki gezi Parkı eylemlerinde ‘halkı isyana teşvik etmek’ ve ‘izinsiz gösteri yapmak’ suçundan haklarında soruşturma açılan 9 kişi hakkında takipsizlik kararı çıktı. Savcı, “Sulhçıl gösteri izinsiz bile olsa demokratik haktır. Sulhçıl gösteriye katılanlar hakkında dava açmak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırı” dedi.
Marmaris İlçesi’nde uğrayan 1 Haziran’da gezi Parkı eylemlerine yardım vermek amacıyla sivil toplum kuruluşları, dernekler, siyasi parti üyeleri ve vatandaşlar Atatürk Caddesi’ndeki Ketenci Kavşağı’ndan Marmaris Belediye 19 Mayıs Gençlik Meydanı’na kadar, 3 kilometre, ellerinde hükümet aleyhinde dövizler eşliğinde slogan atarak izinsiz yürüyüş yaptı.
Protestolar, İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı İstihbarat, Güvenlik ve Terör Grup Amirliği’nde görevli 12 sivil polis tarafından kameralara kaydedildi. Protestolarda kavga ve gözaltı olmadı. İzinsiz eylemler ile ilgili polis, 18 Haziran 2013 günü hazırladığı 4 klasör tutanak ve kamerayla çektiği 51 DVD’ye kaydedilmiş görüntüleri Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim etti.
Savcılık, polis tutanakları ve video görüntülerinde inceleme yaparak M.S., S.S., H.E., N.B., N.B., I.G., H.V.Ö., R.Ç., İ.R.B. hakkında ‘izinsiz gösteri yapmak’, ‘halkı isyana teşvik etmek’ suçlarından 2013/3416 sayılı dosya ile soruşturma başlattı. 8 ay süren soruşturma sonucunda Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığı, 9 kişi hakkında takipsizlik kararı verdi.
DEMOKRATİK HAKLARINI KULLANDIKLARI ANLAŞILDI
Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Taksim gezi Parkı olaylarını protesto etmek amacıyla bir araya gelen topluluğun taşıdığı döviz, pankart ve afişlerdeki yazılar ile topluluk tarafından atılan sloganların şiddet kullanımını, silah direniş ya da ayaklanmaya teşvik etmediği, belli kişilere karşı derin ve akıl almaz kin aşılamak suretiyle şiddeti de teşvik etmediği, söylenen sözlerin devleti ve halkın bir kesmini kırıcı, şok edici veya rahatsız edeci nitelikte olduğu ve Lakin hatıralan içtihatlar doğrultusunda demokratik toplumun en önemli temellerinden birisi olup, toplumsal ilerlemenin ve her bireyin gelişiminin başlıca koşullarından birini teşkil eden ifade özgürlüğü ile bunun özel bir biçimi bulunan toplantı ve gösteri yürüyüş hakkı kapsamında kaldığı, bu yönüyle suç unsurlarının gerçekleşmediği, bunun yanında savunmalarına başvurulan şüphelilerin de üzerlerine atıl suçlamaları kabul etmedikleri, demokratik haklarını kullandıkları belirttikleri anlaşıldığında, kamu adına kovuşturma Binalmasına yer olmadığına karar verildi.”
