“HOŞ GELDİN ONBİR AYIN SULTAN’I”

Ramazan geliyor hoş geliyor, evlere şenlik geliyor, oruç tutanlar için Cennet’ten müjde geliyor… Ey onbir ayın Sultan’ı hoş geldin. Gelin hep beraber bir kaç sayılı gün sonra bu mübarek günlerde yaşayacağımız mutlulukları paylaşalım.
Mutluluğumuz iki ay önce başlar, üç aylar dediğimiz ayların başlangıcında. Ramazan’a Recep ayından başlarız hazırlanmaya. Ve bizim için de kutsal olan kandil geceleri bu aylarda toplanmış: Regaib Kandili, Miraç Kandili, Beraat Kandili ve Kadir gecesi. Bol Dûa edip tövbe dileyebilmek için…
Ramazan ayında oruç tutarak Islâm’ın 5 şartından birini yerine getirmiş oluyoruz ve ayrıca bu ayda zekâtımızı vererek de yine bir başka şartlardan birini tamamlamış oluyoruz. Bu ay ne mübarek bir ay, değil mi arkadaşlar… Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bir hadisinde “Bütün inananlar kardeştir” diyor, biz de oruç tutarak bütün inananlarla kardeş olduğumuzu yürekten hissediyoruz. Bundan daha büyük mutluluk olur mu?
Bu mübarek ayda, sırf Allah rızasını kazanmak için gece yarısı uyanıp, sahura kalkıyoruz. Beraberce sofranın etrafına oturup karnımızı doyuruyoruz. Öğlen olduğunda ise mukabele için Camii’ye gidip Kur’an- ı Kerim okuyoruz. O da ne, mutfaktan güzel kokular geliyor. Anneler, teyzeler güzel yemekler hazırlıyor. Hanımlarımızı bu ayda fazla üzmeyelim lütfen hele hele, adetlerimizi hala takip edip misafirlerini dışarıda değil de kendi evlerinde kendi hazırladıkları yemeklerle misafir eden bayanları. Ayrıca onları kutluyorum zira böyle fedakar bayanlar azalıyor ve taktir edilmeleri gerekiyor… Evet güzel sofralar kurulur, sıcak pideler kokularını etrafa sarar ve Ezan vakti beklenilir.
Allah’u Ekber, Allah’u Ekber Allah’u Ekber, Alllah’u Ekber Eşhedu en lâ ilâhe illallah…
Belçıka’da doğmuş büyümüş biri olarak bazen kendimi çok şanslı hissediyorum. Zira bizim Cheratte’da 5 vakit olmasa da 3 vakit Ezan okunuyor. Ve çocukluğumda, kapının önünde sabırsızlıkla beklenen o sesin müjdesini vermek ayrı bir mutluluktu… Yemekler yendi, verdiği nimetler için Allah’a şükredildi. Artık teravih namazı vakti, haydin Camii’ye…
Evet Oruç tutularak sadece yemek yememe anlamına gelmiyor. Kötü sözler söylemeyerek dilimize, kötü şeylere bakmayarak da gözümüze de oruç tutturabiliyoruz. Ve her davranışımızla çevremizdeki insanlara oruçlu olduğumuzu gösteriyoruz.
Fakat bir kaç yıldır bizleri mutsuz eden olaylar var. Mesela sadece Belçıka’da değil de Türkiye’de de nedensiz oruç tutmayan Müslümanların çoğaldığını görmek gerçekten insanı üzüyor. Üstelik hiç çekinmeden bunu göstermekteler. Ve bu yüzden ki büyüklerimizden sürekli “Ah o eski Ramazanlar” diye ohlamalar duyarız. Oysa ki her Ramazan başkadır, eskisi yenisi yoktur. Ve niyetli olmayanlar aslında kendilerine ne kadar haksızlık ediyorlar bir bilseler. Zira Allah’u Teâlâ bu ayda her zamanınkinden daha cömert ve daha affedici davranıyor kullarına. Gelin bu Ramazan’da gelecek neslimize örnek olalım. Sanki bazı okurlardan “Ama Belçıka’da günler çok uzun, tutamıyoruz” gibi sözler duyuyorum. Zor olacak ki mükafatı çok olacak…
Belçika’da adet ve örflerimizi yavaş yavaş kaybediyor iken, bizlere yakışan davranışlarda bulunalım…
Saygılarımla,
Arife Beyhan Mayıs 2016