KİM FARKINDA BURASI BELÇİKA!

Belçika’da yaşarken Belçika’nın güzelliklerinin kimler farkında?
Belçika’da her şeyden önce çok kültürlülüğü görüp yaşayabildik bugüne kadar. Arabı, Arnavut’u hatta Afrikalısı ile bile bir araya gelip kültürlerini yaşayabildik. Trafiği, faturası, sert yasaları ile boğuşurken fark etmeden birçok kültürü tanıdık. İnsanlar arasında çeşitliliği yaşadık. Arapça şarkılar, Arnavutça müzikler dinledik. Arkadaşlarımız oldu, Afrikalısı bile en yakınımızda dostumuz olabildi.
Aslında güzel yanlarıyla yaşamadığımız Belçika bizlere birçok güzelliğini vererek yaşattı bunca acıyı, güzelliği. Bugün arkadaşım Hamza Kavak (Zigavus Avrupa Dispiratörü) ile bir Arap restoranında bir araya gelip muhabbet ederken, arkadan gelen Arapça müzik sesiyle mest olduk diyebilirim.
Anlamadığımız bir lisan ve hoşumuza giden bir ses tonu. Bizler yaşadığınız ülkeyi birçok zaman kötü yanlarıyla ele almış bir azınlık olduk. Çok kültürlülüğe ayak uydurabilmişiz bu süreçte. Çocuklarımızın birçok ırkla arkadaşları oluşmuş. Bu yönleri anavatanımızda elbette yaşamamızın imkânı olmayacak. Bazı şeyleri bilerek yaşayabilmek, ömrümüze sığdırdıklarımızın değerini belirler. Bizler bu toplumun birer parçası olarak her şeyden önce insan olmalıyız.
Türkün Türk’ten başka dostu yok deniliyordu. Bu sözler eskilerde kalmış ve gerçekliğini yitirmiş durumda. İnsan olabileceğimiz gibi insanlığımızı da muhafıza etmek bizlerin elinde. Azınlık bir toplumun birer parçası olarak Türk toplumunun birer temsilcisiyiz. Bizliğimiz ile hareket etmeyi unutmadan temsil ettiğimiz Türklüğe yakışır şekilde yaşayıp, yaşatmalıyız.
Küçücük Belçika’ya adapte olamıyorsak ve toplumuna katkı sağlamıyorsak kendi insanımıza da katkı sağlayamayız. Bu ülkeye adapte olamayıp her fırsatta Türkiye başka anavatanımız derken imkân olsa da gitsek diyen zihniyeti değiştirmeliyiz. İnsanlar kendi yönlerini kendileri çizer. Bugün bu ülkede isek mutlaka bizi burada tutan bir şey vardır diyebilmeliyiz. Farkına varmamız gereken şeylerden bir tanesi ise buranın Belçika olduğudur.
Bu gerçekle beraber yolumuza devam ederken yaşadığımız ülkeye ve vatandaşlarına katkı sağlamalıyız. Aksi halde “Avrupa’da yabancı Türkiye’de Almancı” sözünü çok hazmetmeye çalışırız.
Suat BEZENG/Bruxelles
12/06/2016