MISIR DARBESİ – Arife Beyhan Yazıyor
– Merhaba Rabia, nasılsın? Bugün alışverişe gidelim mi?
– Merhaba Diana. İyiyim canım, sen nasılsın?
Bugünlük beni affetsen olmaz mı? Tarıq Ramazan’ın Konferansına gitmem gerekiyor.
– Tanımıyorum kendisini, kimdir? Ben de seninle gelebilir miyim?
– Tabii ki gelebilirsin.
Mısır kökenli İsveçli bir İslamolog, akademisyen, yazar ve entelektüel dir kendisi. Ayrıca Hasan El-Benna’nın da torunu olur.
– Şansa bak, sene sonu ödevim de Mısır darbesi. Beni de alır mısın giderken?
– Olur, canım, 1 saate kadar gelirim.
Rabia ve Diana İsviçre’nin Cenevre kentinde yaşayan çocukluk arkadaşıdır.
Konferansı Diana çok beğendi, Müslümanları Medya’dan çok bambaşka biliyordu. Onları yobaz, cahil ve bilgisiz sanıyordu. Fakat konferansta gördüğü her Müslüman hem bilgili hem çok zeki idi.
Diana’nın sene sonu ödevi ise şöyleydi:
Cenevre 2011
Sene sonu ödevi: Mısır darbesi…
Ödevime siz öğretmenlerime bana bu konuyu işlettiğiniz için teşekkür ederek başlamak istiyorum.
Bizler, Batılılar ve gayrimüslimler, Müslümanları gözümüzde o kadar küçük görmeye alışmışız ki, onlardan bir bilim adamı çıkmasını imkânsız düşünüyoruz. Gördüğümüzde de benim gibi şaşkınlar içerisine giriyoruz. Peki, bize bu imajı kim veriyor? Tabi MEDYA!!!
Fakat bundan sonra araştırmadan izlediğim hiç bir şeye inanmayacağım… Bu darbe gibi mesela…
Bizler kendimizi özgürlükçü olarak ilan ederiz her yerde. Özgürlükler ülkesiyiz zira. Evet, edepsizlik, hayasızlık özgürlükçüleri…
Peki, madem özgürlükçüyüz neden demokratik yolla seçilen ilk Mısır Cumhurbaşkanı olan Mursi’yi deviren darbeyi Mısır halkın özgürlüğüymüş gibi gösteriyoruz medyada?
Bence onu deviren darbe, ülkenin ilerlemesine vurulmuş açık bir darbedir!
Peki, bu darbeyi dış ülkeler neden destekliyor? Desteklerken planları nedir?
Önce planları ve amaçları istikrarsızlaştırmadır! Bunu üç yoldan yapıyorlar.
Birincisi: politik sistemi parçalayarak, petrol ve doğal gaz kaynaklarını kontrol ederek. Bunu yaparken de kimi koruyorlar sizce? Tabii ki Katar ve Suudi Arabistan’ı. İkincisi: bölgeyi istikrarsızlaştırarak İsrail’i koruyorlar… Ve Batı Şeria’nın işgalini kolaylaştırıyorlar. Üçüncüsü ise: ekonomik yollardan. İMF ve Dünya Bankası’nın yapısal programlarını dayatarak!
Açıkçası demokrasi yolunda yürüdüğü iddiasında çok şüpheliyim…
Can veren o masum çocukların, Esmaların hakkını kim verecek? Bahsettiğimiz demokrasi mi? Hangi demokrasi? Batılıların Diktatörlüğün etkisinde olan demokrasi mi?
Demokratik bir şekilde iktidara gelen Mursi’nin durumu ne olacak?
Mısır halkı ne olacak?
Bunların cevabı oynanan oyunun içinde saklı… Kazanan baştan belli zira her şey baştan planlıydı. Mursi’yi bile o dış güçler iktidara getirdi ve sonradan diktatör ilan ettiler, ondan kurtulmanın emin yolu buydu çünkü!
Yazımı okuduğunuzda şaşkınlıklar içerisinde olacağınızı biliyorum. İnanın ben de şaşkınlıklar içerisindeyim!
Bu yazımdan dolayı beni sınıfta bırakacağınızı da tahmin edebiliyorum. Kimseden korkmuyorum!
Müslümanların elinden alınan konuşma ve düşünme özgürlüğümü kullanarak yazdım, taktir siz demokrasiler için savaştığını söyleyen öğretmenlerime kalmış…
Saygılarımla,
Diana Charliston
Diana beklediği gibi o sene sınıfta kaldı fakat bu onun araştırma hevesini kırmadı… Aksine büyük araştırmalar yaptı. Yapılan bütün adaletsizlikleri yazıp yayınladı. Ve bugün onu yüz binlerce okuyucu takip ediyor…
Mısır’da idam edilecek kardeşlerimizi unutmadık. Sizler bizleri bitiremeyeceksiniz. Bir Esma vefat eder aynı anda 1000 Esma doğar.
Müslümanlar artık uyuyan eski Müslümanlar değiller. Aslında bizleri siz uyandırdınız, haberiniz yok!
Özgürlükler için düşünmemiz dileğimle…
Arife Beyhan
22 Nisan 2014 CHERATTE