“Ömer Güney’le ilgili pek çok bilginin olduğu açık. Ayrıca Ömer Güney’in kendisi de Türkiye’de MİT ile görüşmeler yapmak amacıyla özel telefonlar kullandığını söylüyor. Bu kadar iddia varken, MİT ve AKP’nin de bu konuda inandırıcı açıklamalar yapması gerekiyor. Bunu yapmadıkları taktirde doğrudan cinayetin sorumluları olarak kalmaya devam edecekler.”
Paris’te üç Kürt kadını katleden Ömer Güney’in hedefinde bulunan KONGRA-GEL Eş Başkanı Remzi Kartal, ortaya çıkan ses kaydı, kendisine yönelik suikast planı ve son gelişmelerin müzakere sürecine nasıl etkide bulunacağı konusunda ilk kez söyledi.
Evrensel Gazetesine konuşan Remzi Kartal, “AKP ve MİT”in bildiklerini açıklamasını istedi. İşte PKK Avrupa Sorumlusu Remzi Kartal’ın açıklamaları…
“SES KAYDI ÖMER GÜNEY’E AİT”
Sizin de hedef olarak seçilenler arasında olduğunuzu ortaya koyan, Paris cinayetinin sorumlusu Ömer Güney’e ait olduğu ifade edilen ses kaydı gerçek mi? Bu konuda bir araştırma yaptırdınız mı?
Ses kaydı İnternet’e düştüğü andan itibaren duyanlar meşgul bir araştırmaya girdiler. Bilhassa de Fransa üzerinden. Gidip geldiği dernekte onu tanıyanların, daha önce ilişkisi olanların ifadesine göre ses mutlaka Ömer Güney’e ait.
Bu sesin sızdırıldığı yer konusunda bir tahmininiz var mı?
Takdir edersiniz ki bu konuda bizim bir şey söylememiz mümkün değil. Sesten anlaşılıyor ki bu kaydın Binaldığı zaman henüz Paris cinayeti işlenmemiş. Daha sonra bu ses kaydına bir ek Binalmış. Bu ekte cinayetlerin işlendiği, bir yakını olarak da kendisine verilen belgeleri Gene onun isteği üzerine yayımladığı söyleniyor. Ötürüsıyla bu mizansen Paris’te mi Binaldı, Ankara’da mı Binaldı, bunu bilmemiz mümkün değil. Ancak iddialar çok net.
Hedef Şahıslar de çok net olarak ifade edilmiş…
Evet. Ses kaydında hedefler de çok net ifade ediliyor. Bu nedenle bu ses kaydı MİT’in mi, paralel diğer güçlerin mi, yoksa cemaat-AKP arasındaki çatışmanın ardındaki bazı uluslararası güçlerin işi mi, bilemiyoruz. Tüm bunlar söz konusu olabilir. Ama bizim amacıyla önemli bulunan buradaki somut iddialardır. Diyor ki “Beni MİT görevlendirdi”. Bu taktirde MİT ve AKP’nin Ömer Güney ile ilgili ellerindeki Tüm belgeleri açıklaması gerekiyor. Eğer MİT ve AKP bu işin arasında değil ise, bu ses kaydı onlara yönelik farklı çevrelerin yarattığı bir mizansense, o zaman gerçeği açıklasınlar.
İddialar üzerine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ bir açıklama yaptı. Ömer Güney hakkında Türkiye’de örgüt üyesi olmak ve örgüt adına cinayet işleme nedeniyle soruşturma sürdüğünü söyledi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Paris’te yürüyen yargı çerçevesinde hem savcılık hem de katledilen insanların aileleri Türkiye’den Ömer Güney’in gidip gelirken kimlerle görüştüğü konusunda bilgi talebinde bulundu. Ötürüsıyla Türkiye’de bu talep çerçevesinde bir soruşturma söz konusu. Ancak bugüne kadar hiç bir gelişme yaşanmadı.
“TÜRKİYE MAHKEME SÜRECİNE YARDIMCI OLMUYOR”
Türkiye’den Ömer Güney hakkında Fransa’ya verilmiş bir bilgi yok mu?
Bugüne kadar ciddi bir bilgi verilmemiş. Fransa Hükümeti ve mahkemesinin ilgililere verdiği bilgiye göre, Türkiye Cumhuriyeti mahkeme sürecine yardımcı olmuyor, gereken desteği sunmuyor. Bu onların ifadesi. Bozdağ ise bunun doğru olmadığını söylüyor. Tersine Fransa’nın yardımcı olmadığını iddia ediyor. Madem Ankara’da başlatılan bir soruşturma süreci var, o zaman Neticeları açıklansın. Bu kadar kamera sisteminin olduğu, gelip gidenleri denetleyen bir güvenlik sistemi olduğu halde ne amacıyla somut açıklamalar Binalmıyor. Ömer Güney’le ilgili pek çok bilginin olduğu açık. Ayrıca Ömer Güney’in kendisi de Türkiye’de MİT ile görüşmeler yapmak amacıyla özel telefonlar kullandığını söylüyor. Bu kadar iddia varken, MİT ve AKP’nin de bu konuda inandırıcı açıklamalar yapması gerekiyor. Bunu yapmadıkları taktirde doğrudan cinayetin sorumluları olarak kalmaya devam edecekler.
Cinayetin üzerinden bir yıl geçtiği halde Fransa cephesinde de bir ilerleme sağlanabilmiş değil. Çok yavaş mı gidiyor süreç?
Fransa’daki ilgili mercilerin yaklaşımı kamuoyuna, halkımıza Güven vermiyor. Fransa büyük bir ülke, istihbaratı güçlü. Fransa diyor ki, “Biz Ömer Güney’le ilgili olarak Türkiye’den gerekli yardımı görmüyoruz”. Ama şunu unutmamak gerekiyor ki, Ömer Güney Türkiye’ye gidip geliyordu ancak asıl olarak Avrupa’da yaşıyordu. Ömer Güney’in buradaki yaşamı konusunda isteseydi çok daha çok bilgiye sahip olabilirdi. Hem de çok etkili bir halde. Ama Fransa bunu yapmak yerine, daha başından itibaren cinayeti örgüt amacıyla hesaplaşma olarak göstermiştir. Bireysel yaklaştılar. Zanlıyla ilgili olarak çok ciddi bir araştırma yapmadılar. pek çok bilgi ve belge bu nedenle kayboldu. Halbuki Fransa ve diğer Avrupa devletleri istedikleri zaman Kürt özgürlük hareketinin yöneticilerine yönelik Düzmece dosyalar hazırlayarak yargılıyorlar. Peki Ömer Güney’le ilgili olarak aynı şeyi ne amacıyla yapmıyorlar. ne amacıyla Tüm ülkelerdeki ilişkilerini harekete geçirip hakikati ortaya çıkarmıyorlar. Ancak bu ses kaydından sonra kaçınılmaz bir durum ortaya çıkmıştır. Fransa’nın bu konu üzerine gitmesi gerekiyor.
Ses kaydından anlaşılıyor ki MİT Paris’te üç Kürt kadının katledilmesinin arkasında. Ama aynı MİT, PKK önderi Abdullah Öcalan ile de doğrudan müzakereler yürütüyor. Ortaya çıkan bu somut bağlantı müzakere sürecini nasıl etkiler?
Şüphesiz ki müzakere sürecini yürüten Önder APO Tüm bu gelişmeleri elbette değerlendirecek ve bir sonuca gidecektir. Biz de hareket olarak ona göre tutum alacağız.
O İSİMLER DE VARDI!
Ömer Güney’in açık bir halde dile getirdiği hedef kişilerden birisi de sizsiniz. Paris derneğine gidip geldiğinizi söylüyor. Sizi kendisiyle doğrudan görüştüğünüz zamanlar oldu mu? Kendisini hatırlıyor musunuz?
Ben Ömer Güney’in yüzünü cinayetten sonra basına yansıyan resimlerde gördüm. Daha önce hiç bir yerde gördüğümü hatırlamıyorum, tanımıyorum da. Bulunduğum yerde, her hangi bir toplantıda, gecede, aynı ortamda bulunmuşsa bile kendisini tanımadığım amacıyla yüz ifadesi hatırımda yok.
Hedef gösterdiği diğer kişilerin ise kendisini tanıyor olması gerekir?
Onlar hepsi aynı alanda görev Binayordu. Bu nedenle onlar birbirilerini tanıyordu.
Bir numara olarak hedef seçtiği Nedim Sever, Ömer Güney’i tanıyor muydu?
Evet. O da o süreçte orada. Hewal Soro da, Şiyar da Abram diye isimlendirdiği kişi de o dönem orada görev Binayordu.
Abram mı Ablam mı konusunda bir belirsizlik var. Sizin görüşünüz nedir?
Ses kaydında Abram diyor. Asıl adı İbrahim olup da yerel düzeyde Abram diye ifade edilen birisi. Ancak ön yazıyı yazanlar bunu Ablam olarak varsayıp yazmışlar. Konuşmalarda açık bir halde Sakine Cansız’ın ismi geçmiyor. Lakin daha sonra cinayet işlendiği amacıyla, bu ön yazıları “ilgili yakınıyım” diyen kişi düzenlemiş.
Kaynak: Evrensel
MİT’TEN PARİS CİNAYETİ AÇIKLAMASI
“Son günlerde basın yayın organları ve sosyal medyada yer alan bazı ses kayıtları ve belgeler aracılığı ile Teşkilatımızın Paris’te öldürülen PKK’lılar konusu ile ilişkilendirilmeye çalışıldığı görülmektedir.
Söz konusu yayınların, Çözüm Süreci’nde aktif rol üstlenen Teşkilatımızı yıpratmaya ve bu süreçte görev alan personeli deşifre ederek görevlerini yapamaz hâle getirmeye yönelik bir operasyon olduğu değerlendirilmektedir.
Sakine CANSIZ, Leyla ŞAYLEMEZ ve Fidan DOĞAN cinayetleriyle Teşkilatımızın mutlaka bir ilgisi bulunmamaktadır. Bununla birlikte söz konusu iddialar ile ilgili iç bünyemizde gerekli idari soruşturma başlatılmıştır.
Teşkilatımız 2937 sayılı yasa ile kendisine verilen görevi kanunlar çercevesinde yerine getirmekte olup, bundan sonra da görevini bu çerçevede sürdürmeye kararlılıkla devam edecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
MİT MÜSTEŞARLIĞI
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ”
